Bu Cumartesi bol bol çalışıp sonrasında attık kendimizi bu güzel havada dışarıya. Eski Foça'nın "Tatların Buluşması Şenliği'ne" tam gaz yol alıyoruz.
O kadar keyifli bir yolculuk ki anlatamam. Yeni Foça'dan kıyı kıyı ilerlerken, masmavi bir deniz, yemyeşil bir orman, ortada ufacık adalar , nasıl bir güzellik bu yarabbim.
Sevgilime sürekli azıcık dursana bi resim çekeyim demekle meşgulüm. O da direktifler vermekle... Şu açıyı al, sen şu tarafa dön de çam ağaçlarının arasından çek :) İşte sayfanın başında ilk gördüğünüz resim böyle bir direktifin sonunda ortaya çıktı.
Yavaş, keyifli ve bol sohbet dolu bir yolculuk oluyor. İşte karşımızda Eski Foça...
Arabadan indiğimizde bir kalabalık karşılıyor bizi. Ve ucu bucağı gözükmeyen bir balık-ekmek sırası . İçimden o an düşünüyorum, "2 lokma yemek için bu sıra beklenir mi bu insanlarda hiç akıl yok". Sevgilimle stantları geziyoruz, güzelim manzaranın tadını çıkararak...
Çift taraflı mangallar konmuş, üzerinde mis kokulu balıklar pişiyor. Başındaki amcalar bayağı terlemiş, e kolay değil bu sıcakta o ateşin başında bütün gün geçirmek.
Kimi görsem elinde kocaman bir ekmek, yer gök balık-ekmek olmuş, boş geçen bir kişi bile görmedim.
O da ne hadi diyor biz de sıraya girelim! şaka olmalı... Yok yok hiç de şaka değilmiş, uzuuuun bir süre bekledikten sonra,( ki ben bu arada bol bol dalgamı geçiyorum kendisiyle) sıra bize geliyor, Allahtan kısmetliymişiz de bizden hemen sonra balık bitiveriyor, arkamızda sanırım 30-40 kadar insan boşuna beklemiş anlayacağınız.
Beleş diye mi bilmiyorum bir lezzetli geliyor ki sormayın, bu arada benim balık kılçık dolu olduğu için sevgilim centilmenlik yapıp kendi balığını veriyor bana (süper koca)
Balık bitince bizim terli amcalar, kendilerine ayırdıklarını da pişirip, açıyorlar buzz gibi biralarını, bir cosss sesi duydunuz mu siz de :)
Konser başladı, son durum; teyzeler kaldırımların her tarafını kaplamış, hatta aralarında bir tanesi var ki sormayın, elinde örgüsü, hararetle örmekte.
Karnımız doyunca bol bol geziyoruz, her adımda "burası bir cennet" diyerek elbette.
İğdeli cafe de alıyoruz soluğu, dışarıda içtiğim en lezzetli Türk Kahvesini yudumluyorum, sunum şekli de harika; bakar mısınız...
Algida Nugger larımızı da cuuup diye indiriyoruz mideye.
Eve gelince dünden pişirdiğim kurabiyelerimi süslemeye başladım, Sevgili arkadaşım İnal ın oğlu (benim de kuzucuğum) Mustafa nın doğum günü yaklaşıyor şimdiden hangi çeşit kurabiye hazırlasam diye strese girmiş bulunuyorum.
Daha önce hazırlamış olduğum şeker hamurlu kurabiyelerimi görmek içinburaya, sevgililer günü kurabiyelerimi görmek için deşuraya tık tıklayın lütfen :)
Bugün çok eğlendim, umarım siz de resimlerle benimle gezmiş kadar olmuşsunuzdur, Festival daha bitmedi yarın fırsat bulursanız balık ekmeğe bekleriz.
Foça nın tam gezilecek zamanları, sıcaklar iyice bastırmadan keyfini çıkarmalı.
0 yorum:
Pekiii sen bu konu ile ilgili ne düşünüyorsun? Yorumunu yaz ben Özlem e iletirim... :))