Yollarda Hayat Var...: MALDİVLER BALAYI / 2.Bölüm

Kaldığımız yerden devam;

Maldivlere gitmek için çeşitli Turizm firmalarını canından bezdirinceye kadar görüştük,
fakat internette okuduğum yorumlarda Peninsula Tur dan övgüyle bahsedilmesi dikkatimi çekti.

Uzunca bir araştırmadan sonra (Araştırma uzundu çünkü dünyanın parasını ödeyip, okyanusun ortasındaki bir adada “abi sen yanlış gelmişsin, burada rezervasyonun yok” cümlesinden sonra yüz ifademizi düşünmeden edemedim..)

Neyse sevgilime Peninsula diye bir tur varmış onunla gidelim deyince; yine bana farkettirmeden (o öyle sanıyor!!!) geçiştirmeye çalıştı .( bakarız, bi araştıralım, ne gerek var, bir de x tur a bakalım... vs gibi cümleleri sarf edince artık anlıyoruz ki “yine nereden çıkardın bu değişikliği, gidelim paşa paşa x tur la kafamız rahat etsin cümlesini ...)

Çünkü benim sevgilim otapark ta bile hep aynı yere park eder, Carrefour a hep aynı kapıdan girer, yıllardır kazıklandığını bildiği halde aynı telefon hattını kullanır, 1 aydır evimize interneti bağlayamayan TTNet ten bir türlü vazgeçemez bekler beklerrrr...Tabii bu huyunu seviyorum, benden de kolay kolay vazgeçemez bu durumda die :)

Peninsulayı tercih etmesinde en etkileyici faktör diğer x Tur a göre fiyatının bi hayli uygun olmasıydı, ama yine de odaya girene kadar içinin tam olarak da rahat etmediğine eminim!! Tercihimiz kesinlikle doğruydu Peninsula tüm övgüleri sonuna kadar hakediyor. Hiçbir sorun yaşamadık, uçakta koltuklarımız bile seçilmişti. Buradan tekrar teşekkür etmek isterim kendilerine özellikle de Deren Hanıma...

Tamaaammmmm Otel ve Turizm Şirketine karar verdik. Şimdi tek sorun Temmuz ayında evlenip balayına gideceğimiz için bizim burada hayli sıcak bir yaz olmasına rağmen maldivlerin kışı olmasıydı. Sonradan karar verdim ki böyle kışa can kurban ...

Yorumlardan; arada yağmur yağsa da denize girebilir ve 5 dk sonrada her yer kupkuru olur yorumunu okuduktan sonra kafamızı kurcalayan hiçbir şey kalmadı, ki gerçekten sadece son gün hava kapatıp az bir yağmur yağdı. Ama o durumda bile adanın altını üstüne getirip bolca resim çektik, her yerde bulunan şemsiyelerden aldık ama kullanmaya gerek kalmadı.

Ada yemyeşil ormanlarla kaplı, renk renk ağaçlar... aşık olmamak mümkün değil. Turkuaz deniz, İpek gibi kumlar ve yemyeşil bir orman; işte size Maldivler....

MALDİVLER, MALDIVES, RANGALI ISLAND, CONRAD MALDIVES, MALDİVLERDE BALAYI, ZAMAN NASIL GEÇER, AKTİVİTELER NELER, RÜYA TATİL, CENNET, İTHAA RESTORAN, SU ALRI RESTORAN, FİYATI, WATER VİLLA

Maldivlere ya Dubai aktarmalı (daha pahalı) ya da Qatar aktarmalı olarak gidebilirsiniz. Dubai de gezeriz iyi olur diyorduk başta, fakat dışarı çıkabilmek için vize gerekiyor, tam düğün arifesinde vize ile uğraşmak zor geldiğinden ve zaten bizim uçuş saatlerimiz de uymadığından Qatar Havayollarını seçtik .

İstanbul ile Qatar ın başkenti Doha arasındaki uçuş yaklaşık 4,5 saat, oradan Maldivlerin başkenti Male ye uçuş ise yaklaşık 4 saat, bu kadarla da kalmıyor, Male ve otelimizin arası da yaklaşık 45 dakika. İndi bindi yaparken sıkılmaya fırsat bulamadık. Uçaklarda koltukların arkasındaki ekranlarda Kumar oynayıp, Film izledik, Müzik dinledik.

Çok keyifliydi tabii yolun sonunda maldivler olunca ...

Aşağıda uçuş bilgilerini verdim. (Saat farkları olduğundan yolculuğun ne kadar sürdüğünü tablodan hesaplamak biraz karışık oluyor)

Itinerary Information
From	To	Flight	Date	Depart	Arrive	Reservation
Istanbul Terminal: I	Doha	QR 481	16 July	19:30	23:40	Class: K Baggage: 23K
Doha	Male	QR 380	17 July	01:00	07:45	Class: K Baggage: 23K
Male	Doha	QR 381	23 July	09:10	11:45	Class: E Baggage: 23K
Doha	Istanbul Terminal: I	QR 480	23 July	14:05	18:30	Class: E Baggage: 23K

Qatar ın uçaktan görünümü;

Doha inanılmaz sıcak, aktarma yapılırken otobüsten uçağa binene kadar o kısacık 2 dakikada kavrulduğunu hissediyorsun, öyle çok yakıyor ki nefes almakta zorlandığından, Türkiyemmmm canım benimmmm canımm benimm şarkısı sana eşlik ediyor :) O kadar bunaltıcı ki aklımda hemen kaçmak isteyeceğim bir ülke olarak kalacak sanırım.

Male Havaalanı ülkemizde ufak beldelerde bulunan otobüs terminallerine benziyor. Ufacık, kalabalık, bizim havaalanlarıyla kıyas olabilecek gibi değil yani.

Male Havaalanının içi;

Conrad oteli tercih ettiğimiz için sürekli şükrettik çünkü o keşmekeşte çalışanlar sizi karşılayıp havalanındaki her an yanınızdalar, neredeyse uçağa sizinle binecek koltuklarınızı temizleyecekler o derece yani.

Saat kaçta olursa olsun her an bavullarınız taşınıyor, Conrad a ait özel lounge da ağırlanıyorsunuz. deniz uçağını beklerken

. (Diğer oteller için lounge hizmeti yok sanırım, bir de her müşteriye ayrı çalışan da görmedim, bunu dikkate almakta fayda var, havaalanında bocalayabilirsiniz.)

Ben bir prensesim diyor iç sesim :)

Conrad Lounge a girerken, tatilin her anında büyük keyifle karşılayacağım havlular ikram ediliyor, başta anlayamıyoruz neden bize havlu vermek istediklerini ama kullanınca o kadar ferahlıyorsunuz ki anlatamam.

Burada kağıt havlu falan yok. Sıcak ve soğuk olmak üzere misss gibi kokan el havluları var ve nereye gitseniz size ikram ediliyor. Tuvaletlerde bile kağıt havlu yerine , temiz havlular var ve içine atmanız için kirli sepetleri. Her biri pırıl pırıl ve inanılmaz kokular yayıyor etrafa.

Lounge da dilediğimizce yiyip içtikten sonra deniz uçağımız geliyor ve benim kalbim küt küt , o kadar saat uçtuğum halde kendisi minik verdiği heyecanı büyük bu uçaklara bayıldım.

Bindiğinizde ufak paketler dağıtılıyor her birimize, içinde kulak tıkaçları ve içme suyu bulunan.
Vee işte o an; büyük bir gürültüyle denizin üzerinde gidip havalanıyoruz.
Bu nasıl güzel bir manzara anlatamam, ben sürekli kayıttayım tabi, sevgilimle ayrı ayrı makinelerde çek çek bitiremiyoruz.

Çok yüksekte olmamak iyi; adaları ve üzerindeki otelleri , masmavi denizin içinde yer alan turkuaz suları herşeyi çok net seçebiliyoruz. 45 dakika nasıl geçti anlamadan arada inip kalkarak çeşitli adalara misafirleri bırakıyoruz, minibüs gibi ....

Bu kadar yolculuktan sonra çok şükür ki otelimiz için inişe geçtik, off çok heyecanlıyım, sürekli dua halindeyim inşallah hayal kırklığına uğramayız, düşündüğümüz gibi buluruz diye.

Aklım hala araba parasını buraya gömdüğümüzde hahaaa:):):)

Uçaktan inip Kral ve Kraliçe gibi edalarla 10 kişilik karşılama komitesinin yanına salına salına gidiyoruz, aman Tanrım anlatılamayacak kadar güzel renkli bir deniz bu.
Köprünün üzerindeki odaya alınıp, bavullarımız odamıza yerleştiriliyor, herşey o kadar sistemli ki.

Ve tabii olmazsa olmaz havlularımız geliyor bu defa da soğuk olanı deniyorum mis misss.

Adada 500 kişi çalışmakta, şimdi 3. ada da personel için hazırlanıyor bunu da kısaca aktarayım.

Tatilde her türlü ihtiyacımız için yardımcı olacak biri görevlendiriliyor,Arkadaşımızın adı Asif; nasıl tatlı, nasıl tatlı anlatamam alıp içine sokasın geliyor, sarılıp öpmemek için zor tutuyorsun kendini.
Çok mutlu biri Asif, adadaki yaşayan herkes gibi.

Sevgilim de bizim yanımızda Amerikalı basketbolculara benzemiş..

Türkiye de Adam & Eve otele gitmiştim zamanında, orada da herkese bir melek düşüyor (genelde Rus) ama melek ilk karşılamadan sonra gökyüzüne uçup kayboluyor sanki araki bulasın. Burada işler biraz daha farklı.

Mesela akşam resepsiyona hafıza kartı bulabilir miyiz diye sorduk, Asif öğreniyor ve villayı aradığında bizi bulamadığı için villa ya geliyor, satılanları beğenmediğimizde ise kendine ait hafıza kartı bulunduğunu onu kullanıp Türkiye ye götürebileceğimizi nasılsa geri göndereceğimizi söylüyor. Bu kadar içten yaklaşıyor...

Bavul hazırlarken plaj kıyafetlerinizi, eğer Ithaa Restaurant a gidecekseniz (Erkeklerde pantolon şartı var, plaj kıyafeti yasak. Ayağınıza ne giydiğiniz çok mühim değil zira çıkarıyorsunuz girişte) mümkünse şık bir kıyafet yanınıza almanızı öneririm.

Uzun kollu birşeye hiç ihtiyaç duymadım, havlu götürmenize de hiç gerek yok, gerek evde gerekse havuz ve plaj kenarlarında bolca temiz havlu var.

Biz şnorkel götürdük kendimize ait olsun diye paletleri de oradan bedavaya kiraladık.

Bu Maske adamı şaşı mı gösteriyor ne !

Bir bavul abur cubur götürdük ada da bulamayız diye. Kahvaltıyı geç yaptığımız için öğle yemeklerini genelde bunlarla geçiştirdik. Odada çay ve kahve bol bol var ama alıştığımız tad olarak Lipton sallamalar da çok işimize yaradı.

Galetaları genelde balkonumuzdan balıkları beslemek için kullandık, Hanımeller sevmiyorlar aklınızda bulunsun :)

Bir de yaptığımız bir hata var siz bu hataya düşmeyin!! bavulun içini sivri akıllılık yaparak erikli su ile doldurduk, internetten yazmışlar yanınıza alın diye.

Hiç gerek yok adada arıtılarak elde edilen ve ücretsiz her yerde bulabileceğiniz bir su var, tamam Erikli kadar iyi değil ama kötü de değil, o ağırlığı taşımaya değmez.

Eğer Evian su içmek isterseniz ücret karşılığı mini barınızda hazır sizi bekliyor olacak.

Balayı çiftine özel karşılama...

Çalışma masamızdan balıkları izlemek mümkün..

Adanın her tarafında bu çiçeklerden var, yerde bulup saçınıza takabilirsiniz benim gibi :)

Odalarda plaj çantanız, havlunuz, kasanız, kullanması çok zevkli kahve makinanız, çayınız porselen bardaklarınız, İlk karşılama için karışık meyve tabağınız (Sonraki hergün taze meyveleriniz) , Balayı çiftiyseniz buz kovasında şampanyanız, İpod unuz, Cd dinlemek isterseniz doğa sesleriyle hazırlanmış müthiş huzur veren cd niz..... yani ihtiyacınızı görecek herşey mevcut. Kıyafet hariç birşey götürmek size eziyet olur.

Oteller genelde oda + kahvaltı olarak hizmet veriyor. Eğer akşam yemeğide almak isterseniz adadaki en pahalı restorandaki en pahalı yemeğin fiyatını ödüyorsunuz, Tur şirketimiz bizi uyardığı için (istediğiniz restoranda ufak ücretlere yiyebilirsiniz diye) biz de sadece kahvaltı olarak aldık paketi ki kesinlikle ben de bu şekilde tavsiye ederim.

Genelde öğlen çok acıkırsanız hamburger le bile geçiştiriliyor, kahvaltıdan geç kalkarsanız ona bile gerek kalmıyor.

Akşam yemekleri için mesela Atoll Restaurant var (her ülkeye ait mutfak var ) kişi başı 70 dolar öderseniz sınırsız yiyebiliyorsunuz. Yani gitmeden fahiş fiyatlar ödemeye gerek yok. Bu şekilde daha ekonomik.

Her türlü meyve hizmetinizde; Mango, yılan meyvesi, minicik muzlar, Kelek kavunlar(onlar o şekil yiyorlar), çikolataya batırılmış çilek çubukları, ananas... adını telaffuz edemediğim bir sürü meyve var burada.

Sabah kahvaltımız yok yokk... Sevgilim sanırım 3. Bardak mango suyunu ve 2. bardak sütünü içmiş şu anda...

Restoranların içleri incecik kumlarla kaplı...

İnşallah bizim kadar şanslı olun sizde.

Resepsiyonda otel hakkında bilgilendirildiğimiz sırada akşam yemeği dahil paketimiz olduğunu söyledi Asif, itiraz ettik (aslında aklımızdan itiraz etmeyip yiyelim diye de geçirmedik değil, ama çıkışta bir sürprizle karşılaşmak istemedik)

Asif tekrar konuşup geldi ve o da neeeee orada kış sezonu olduğu için ve balayı çiftiyiz diye Atoll Restaurant ta akşam yemekleri bize hediye edilmiş oleyyyyyyy (iki kişi yemek 140 Dolar bu arada hatırlatayım...) dakika bir golllll 100000 ... İlk dakikadan belli oldu süper bir tatil olacak .

Şöyle bir uygulama var ; mesela biz o akşam Atoll de yemedik de gidip kendi paramızla Ithaa Restaurant ta yedik, bu durumda hesabımızdan her yemek için 140 Usd düştü. İnanılır gibi değil di mi. Hediye ettikleri yemeği yemediğimizde bile parasını geri ödediler yani.

İsterseniz iade edilen bu parayla öğle yemeği yiyebilirsiniz ki 140 USD öğle yemeği için çok , tabii bizz ölünceye kadar yiyip fazlasını bile ödedik. (Pişmanlıklarımdan ilki, ikincisi de ille de yunus görmek istemek..)

Quiet Zone (Bu manzarada yenmezmi hiç : p

Balayı çifti olmanın diğer faydası da hediye olarak Mandhoo Restaurant ta bir akşam yemeği.

Hediye ettiler ama yine de Atoll Restoranda yemediğimiz için 140 USD olan ücretini bize geri ödediler. (Allammm ya). Düşünmeden edemedik Türkiye de düşük sezonda böyle bir uygulama yaparlar mıydı acaba diye.

Denizin üzerine kurulmuş Mandhoo Restoran, Levrek ve kalamar haricinde ne yediğimizi hala bilmiyoruz. Adanın tarzı bu sanırım ne yediğin konusunda hiçbir fikrin olmuyor :)

Balayı çifti menüsü...

Maldivler Ekvator bölgesinde olduğu için yaz kış hava sıcaklığı 26-27 derece civarı. Hiç bir şekilde üşümüyor ve sıcaktan da bunalmıyorsun.
İncecik muhteşem kumlar asla ayağınızı yakmıyor, yalınayak gezebilirsiniz.

Restaurantlar da, resepsiyon da her yer incecik kumlarla kaplı. Bu her daim mutlu olmanızı sağlıyor.

Hava 6 gibi kararıyor, akşamları da serin değil, üzerinize hırka almanıza gerek yok.

Bizim sıkıntı çektiğimiz bir konu saat olayı. İphone Male nin saat dilimini görüyor, oysaki Male ile bizim otel arasında bir saat fark var. Telefona bakınca doğru saati asla göremedik. Male , Türkiye den 3 saat ileride. Bizim otel ise 4 saat.

Burada size kısaca ITHAA Restauranttan da bahsetmek istiyorum.

Aklınızda olması gereken en önemli şey gitmeden günler önce arayıp rezervasyon yaptırmak (14 kişilik kapasiteye sahip), rezervasyonu akşam için yapmayın ki gündüz gözüyle de manzarayı görün.

Hava kararmadan gidin akşamda devam edin, kesinlikle görülmeye değer. Bu arada hava 6 gibi kararıyor bunu da aklınızdan çıkarmamakta fayda var.

Plaj kıyafetleri ile giremiyorsunuz, şık bişeyler giymeye çalışın.
Önce konuk odasında şampanya ikramıyla ile birlikte Restaurant ın yapımı ile ilgili bilgi veriliyor.

Ayakkabılarınızdan kurtulun ve merdivenden aşağı inip o muhteşem görüntüyü hafızalarına kaydedin. Keyfini çıkarma zamanı...

Denizin 5 metre altındasınız etrafınız çeşit çeşit balıklarla dolu, inanılmazzzz . Kesinlikle harika bir tecrübe.

Unutmayın ille yemek yemek zorunda da değilsiniz, kokteyl içinde rezervasyon yaptırabilirsiniz.

Baby Shark yaklaşıyorrrrrr, Dikkattttt

Yediğimiz şeyleri düşününce kokteyl de iyi bir fikir gibi. Menü ipad olarak geliyor, oradan yediğiniz balıkların resimlerini görebiliyorsunuz.

Menü de ne vardı konusuna gelince; Havyar haricinde ikimizinde bir fikri yok ama verdiğimiz para konusunda bilgimiz tam. 2 Kişi 1.500 TL civarı bir ödeme yaptık. Ne siz sorun ne ben anlatayım. Yumuşak Yumuşak renk renk bir sürü şey. Oradan çıktıktan sonra ne yediğimizi düşünmemeye karar verdik ...

Bu gördüğünüz mantarlı bişiler...

Bunu tam çözemedik :) Sanırım mangoluydu...

Menü ; bakalım siz anlayabilecek misiniz

Bu tatlıya benziyor fakat değil, Bu da sanırım Et yemeği idi...

İşte tatlılar.... o gördüğünüz şeffaf kap bile şekerden yapılmış.

İlk yarım saatimiz herkes gibi fotoğraf ve video çekmekle geçti.

Ithaa Divehi dilinde “inci” anlamında. Dünyanın en pahalı restoranları arasında gösteriliyor.

Yemek yerken geçen balık sürüleri, renk renk mercanlar ve baby Sharklarla aranızda sadece bir cam var.

Kendinizi fantastik bir filmdeymiş gibi hissettiriyor. Menü Asya mutfağı temalı Avrupa mutfağı diye geçiyor. Sanırım Singapur mutfağı demişlerdi.

Tabi malzeme balık olunca kendinizi biraz garip hissedebilirsiniz. Balıklar etrafında yüzerken, akrabalarını soslara bulayıp bulayıp getiriyorlar önünüze ve sizde indiriyorsunuz mideye. Yemeklerine değil ama ortama aşık olamamak mümkün değil. ITHAA ; Bence büyülü bir restoran ...

Hakkında kısaca bilgi vermem gerekirse; Hint Okyanusunun 5 metre altında bulunuyor. 9 metrelik kullanım alanına ve 14 kişilik kapasiteye sahip, genel olarak akrilik malzeme kullanılmış. 2005 yılının Nisan ayında hizmete açılmış. 10. yılı şerefine 2010 yılından itibaren özel misafirler için otel odası olarak da düzenlenebiliyor ve geceyi suyun altında geçirebiliyorsunuz. 270 derecelik açıyla oluşturulmuş şeffaf tavanı sayesinde etrafınızdaki mercanları ve balıkları görüş açınız mükemmel.

Bugünlük bu kadar. Maldivler 3. Bölümde ; orada günler nasıl geçiyor, hangi aktivitelere katıldık, ücretleri nasıldı ....vs hepsi var.... tıklayın

Nasıl karar verdik, hangi tur şirketi ile gittik, kaçıranlar için Maldivler 1.Bölüm sizi bekliyor, tıklayın!

İlginizi çekebilecek Maldivler yazıları;

10 yorum:

Adsız29 Aralık 2012 22:46
Süper. okuması zevkli, yazım özenli, hikaye çok güzel, mutluklar. iyiki evlenmişsiniz :)
YanıtlaSil
Yanıtlar
vale12 Ocak 2013 02:47
TESADÜF ESERİ YAZINIZI OKUDUM.Teşekkürler.Çok net ve güzel gezi yorumu.Allah mutluluğunuzu daim eylesin.
YanıtlaSil
Yanıtlar
BÜŞRA GÖRLER11 Haziran 2013 11:19
bu tatıl sıze ne kadara maal oldu acaba?
YanıtlaSil
Yanıtlar
Unknown28 Ağustos 2014 20:47
Mutluluğunuz daim olsun . Yazınıza bayıldım. Uçus saatleri konusunda ve tribulans konusunda bilgi verir misiniz rica etsem? biraz tırsıyoruz da ucmaktan :) en uzak portekiz e uctuk ..
YanıtlaSil
Yanıtlar
Adsız19 Mart 2017 02:46
merhaba,bu bilgilendirici yazı için çok teşekkürler bizde bu yaz temmuz sonunda gitmeyi düşünüyoruz balayı için sadece yarım pansiyon seçeneği var onun haricinde kalan diğer yeme içme harcamaları çok mu pahalı? özellikle dikkat etmemiz gereken birşey var mı?
YanıtlaSil
Yanıtlar