Navigation Menu

SALVADOR DALİ SERGİSİ

SALVADOR DALİ, DALİ İZMİRDE, SÜRREALİZM,  RESSAM, ÜNLÜ SALVADOR DALİ, AASSM, AHMET ADNAN SAYGUN SANAT MERKEZİ, ZODYAK SERGİSİ, SÜRREALİST RESİM

       İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından "Ben sürrealizmin ta kendisiyim" diyen, büyük ressam Salvador Dali'nin toplam 46 adet özgün eserini gidip yerinde görebildik.  
              .

Salvador Dali ile ilgili önceki yazımda belirttiğim sergideyiz.


SALVADOR DALİ, DALİ İZMİRDE, SÜRREALİZM,  RESSAM, ÜNLÜ SALVADOR DALİ, AASSM, AHMET ADNAN SAYGUN SANAT MERKEZİ, ZODYAK SERGİSİ, SÜRREALİST RESİM


SALVADOR DALİ, DALİ İZMİRDE, SÜRREALİZM,  RESSAM, ÜNLÜ SALVADOR DALİ, AASSM, AHMET ADNAN SAYGUN SANAT MERKEZİ, ZODYAK SERGİSİ, SÜRREALİST RESİM

Zodyak isimli bu özel sergi  17 Ocak'ta Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde kapılarını açtı. Tarihin en önemli sanatçıları arasında yer alan Dali'nin eserlerinden oluşan bu sergiye girişte ücret alınmıyor. Otoparktan dokunmatik tuşları bulunan bir asansörle serginin olduğu kata çıkıyoruz.


SALVADOR DALİ, DALİ İZMİRDE, SÜRREALİZM,  RESSAM, ÜNLÜ SALVADOR DALİ, AASSM, AHMET ADNAN SAYGUN SANAT MERKEZİ, ZODYAK SERGİSİ, SÜRREALİST RESİM

Bahçesinde Sanat merkezinin adını aldığı Ahmet Adnan Saygun un devasa bir heykeli bulunmakta. Önünde resim çekilmek farz oldu yani.

Sergi Pazartesi günleri kapalı, diğer günler 09:00 ile 17:30 arasında ziyaret edilebilir. Tabii 2 Mart 2013 tarihine kadar.
SALVADOR DALİ, DALİ İZMİRDE, SÜRREALİZM,  RESSAM, ÜNLÜ SALVADOR DALİ, AASSM, AHMET ADNAN SAYGUN SANAT MERKEZİ, ZODYAK SERGİSİ, SÜRREALİST RESİM

Sergide Dali'nin Zodyak serisinden 13 eseri yer alıyor. Burçları kendine göre yorumlayarak resimlerini çizmiş.

SALVADOR DALİ, DALİ İZMİRDE, SÜRREALİZM,  RESSAM, ÜNLÜ SALVADOR DALİ, AASSM, AHMET ADNAN SAYGUN SANAT MERKEZİ, ZODYAK SERGİSİ, SÜRREALİST RESİM
Resimlerin özellikle Türkler için en ilgi çekici yanı sanırım, sürekli devasa ölçülerde erkek organı figürü kullanması, üzerinde dikenler olan, hayvan kafası şeklinde, ağzında, arkasında... Bunun yanında kadın göğüsleri hep sarkık ve pörsük, bunu pek anlayamadım, eserlerinin çoğunda bu tür betimlemeler var.

SALVADOR DALİ, DALİ İZMİRDE, SÜRREALİZM,  RESSAM, ÜNLÜ SALVADOR DALİ, AASSM, AHMET ADNAN SAYGUN SANAT MERKEZİ, ZODYAK SERGİSİ, SÜRREALİST RESİM

Biz gidip gördük ve keyif aldık, bu kadar ünlü bir ressamın eserlerini İzmir Büyükşehir Belediyesi ayağımıza kadar getirmişken ve ücret almazken mutlaka siz de 1 saatinizi ayırıp  resimleri inceleyin derim.

SALVADOR DALİ, DALİ İZMİRDE, SÜRREALİZM,  RESSAM, ÜNLÜ SALVADOR DALİ, AASSM, AHMET ADNAN SAYGUN SANAT MERKEZİ, ZODYAK SERGİSİ, SÜRREALİST RESİM
SALVADOR DALİ, DALİ İZMİRDE, SÜRREALİZM,  RESSAM, ÜNLÜ SALVADOR DALİ, AASSM, AHMET ADNAN SAYGUN SANAT MERKEZİ, ZODYAK SERGİSİ, SÜRREALİST RESİM

SALVADOR DALİ, DALİ İZMİRDE, SÜRREALİZM,  RESSAM, ÜNLÜ SALVADOR DALİ, AASSM, AHMET ADNAN SAYGUN SANAT MERKEZİ, ZODYAK SERGİSİ, SÜRREALİST RESİM

SALVADOR DALİ, DALİ İZMİRDE, SÜRREALİZM,  RESSAM, ÜNLÜ SALVADOR DALİ, AASSM, AHMET ADNAN SAYGUN SANAT MERKEZİ, ZODYAK SERGİSİ, SÜRREALİST RESİM

SALVADOR DALİ, DALİ İZMİRDE, SÜRREALİZM,  RESSAM, ÜNLÜ SALVADOR DALİ, AASSM, AHMET ADNAN SAYGUN SANAT MERKEZİ, ZODYAK SERGİSİ, SÜRREALİST RESİM




Bu arada bahsetmişken merak edenler için kısa bir bilgi de paylaşmak istiyorum;



Ahmed Adnan Saygun Kimdir


Sanatçı, 7 Eylül 1907 tarihinde İzmir'de doğmuştur. Klasik batı müziğinde yapıtlar vermiş bir Türk bağdarı, müzik eğitimcisi ve budun müzik bilimcisidir (etnomüzikolog). Saygun, T.C. ilk Devlet sanatçısıdır.


Türk müzik tarihinde Türk Beşleri olarak anılan bestecilerden birisi olan Saygun, ilk Türk operasının bestecisidir. Cumhuriyet Dönemi Türk müziğinin en çok seslendirilen eserlerinden "Yunus Emre Oratoryosu" en önemli yapıtıdır.

 Önemli din bilginleri yetiştirmiş İzmirli köklü bir aileden gelen Saygun'un babası sonradan İzmir Milli Kütüphanesi'nin kurucuları arasında yer alacak olan öğretmen Mahmut Celalettin Bey, annesi Konya'nın Doğanbey mahallesinden gelip İzmir'e yerleşmiş bir ailenin kızı olan Zeynep Seniha Hanım'dır.

1922 yılında, Macar Tevfik Bey'in öğrencisi oldu. 1925 yılında Fransızca olan La Grande Encyclopedie'den müzikle ilgili makaleleri çevirerek birkaç ciltlik büyük bir Musiki Lugati meydana getirdi.

İlkokullarda öğretmenlik yaptığı dönemde Ziya Gökalp'in, Mehmet Emin'in, Bıçakçızade Hakkı Bey'in şiirleri üzerine okul şarkıları yazdı. 1925 yılında devletin yetenekli gençleri müzik eğitimi için Avrupa'daki önemli konservatuarlara göndermek üzere açtığı sınava girmek isteyen genç müzisyen, annesinin ani ölümü üzerine bu fırsatı kaçırdı. Orta dereceli okullarda müzik öğretmenliği yapmak için açılan sınavı kazanarak 1926 yılından itibaren bir süre İzmir Erkek Lisesi'nde müzik öğretmenliği yaptı.
1927–1928 yıllarında "Re Majör Senfoni"yi besteleyen sanatçı; 1928 yılında hükümetin müziğe yetenekli gençler için açtığı sınavı tekrarlaması üzerine bu sefer fırsatı yakaladı ve devlet bursuyla Paris'e gönderildi. Vincent d'Indy (Kompozisyon), Eugène Borrel (Füg), Paul le Flem (Kontrpuan), Amédée Gastoué (Gregoryen ezgileri) ile çalıştı. Paris'teyken Op. (Opus) 1 sıra numaralı Divertissement adlı orkestra eserini yazdı. Saygun’un bu bestesi 1931 yılında jüri başkanının Henri Defossé (Cemal Reşit Rey'in orkestra şefliği hocasıdır) olduğu Paris’teki bir beste yarışmasında ödül kazandı.
Saygun, 1931'de Türkiye'ye dönüp bir süre Musiki Muallim Mektebi'nde müzik öğretmenliğine başladı; müzik imlası ve kontrpuan dersleri verdi.
Ahmed Adnan Bey ve ailesi 1934'te Soyadı Kanunu üzerine matematik öğretmeni babasının isteği ile "Saygın" soyadını aldı; ancak başkası tarafından alındığı gerekçesiyle bir süre sonra soyadları "Saygun" olarak değiştirildi.
Adnan Saygun, 1934 yılında devlet başkanı Atatürk'ün talebiyle, Türkiye'yi ziyaret edecek olan İran Şahı Rıza Pehlevi şerefine ilk Türk operası olan Op. 9 Özsoy Operası'nı bir ay gibi çok kısa bir sürede yazdı. Liberettosunu Münir Hayri Egeli'nin yazdığı opera, Türk milletinin doğuşunu, İran ve Türk milletlerinin kökü uzak tarihe dayanan kardeşliğini ifade etmekteydi. Eserin prömiyeri 19 Haziran 1934 gecesi Atatürk ve Rıza Pehlevi huzurunda gerçekleştirildi.
Sanatçı, Özsoy'un sahnelenmesinden sonra Yalova'daki yazlık evinde kendisini kabul eden Atatürk'e Türk musikisi hakkında bir rapor sundu. Güneş-Dil ve Türk Tarihi teorilerinden etkilenerek hazırlanmış bu rapor 1936'da "Türk Musikisinde Pentatonizm" başlığı ile yayımlandı.
Yalova'dan dönüşte vekaleten Riyaset-i Cumhur Orkestrası Şefliğine getirilen sanatçı; bu görevini bozulan sağlığı nedeniyle İstanbul'a gidişi nedeniyle ancak bir kaç ay sürdürebildi. Orkestra ile ilk konserini 23 Kasım 1934'te verdi.
1934 yılı Kasım ayı sonunda Saygun'a Atatürk'ten yeni bir opera sipariş geldi. 27 Aralık gecesi temsil edilmek üzere Taşbebek operasını bestelemeyi başaran sanatçı, bu operada yeni Cumhuriyet insanının doğuşunu anlattı. Eser, 27 Aralık 1934 gecesi Ankara Halkevi'nde sahnelendi; orkestrayı çok hasta olmasına rağmen bizzat Saygun yönetti.
Temsilin ardından İstanbul'a giden ve beş ay ara ile iki kulak ameliyatı geçiren Saygun'un, görevini ihmal ettiği gerekçesiyle Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'ndaki ve ardından Musiki Muallim Mektebi'ndeki işine son verildi; Ankara Devlet Konservatuarı'nın kuruluş çalışmalarından da uzaklaştırıldı.
Saygun, 1936'da İstanbul Belediye Konservatuarı'nda öğretmenliğe geri döndü; 1939'a kadar bu görevde kaldı. Sanatçı, "Yunus Emre Orotoryosu" adlı ünlü yapıtının seslendirilişine kadar sürecek olan bir gözden düşme dönemine girmişti.
Saygun İstanbul'da iken Ankara'da devam eden yeni bir konservatuar kurma çalışması, Saygun'un savunduğu "kültürel ulusallık" fikrini değil, "evrensel müzik" anlayışını destekleyenler tarafından sürdürüldü. Konservatuar, bu iş için danışman olarak getirilen konservatuar Paul Hindemith'in evrenselci müzik görüşleri doğrultusunda 1936 yılından kuruldu. Adnan Saygun ise 1936 yılında Halkevleri'nin daveti üzerine Türkiye'ye gelen Macar besteci ve etnomüzikolog Bela Bartok'a Anadolu gezisinde eşlik etti. Birlikte özellikle Osmaniye dolaylarından derledikleri türküleri notalaştırdılar. Çalışmaları, "Bela Bartok’un Türkiye’deki Halk Müziği Araştırmaları” başlıklı bir kitap haline getirilerek 1976 yılında Macar ilimler Akademisi tarafından İngilizce bastırılmıştır.
Saygun, 1939 yılında Halkevleri'nin önerdiği müfettişlik görevini kabul etti ve bu vesile ile Türkiye'yi dolaştı. 1940 yılında bir konser için Ankara'ya gelen ancak ülkelerinden Nazi baskısı nedeniyle geri dönmeyen Budapeşte Kadın Orkestrası üyelerinden Macar asıllı Irén Szalai (sonradan Nilüfer adını almıştır) ile 1940 yılında evlendi; çiftin çocuğu olmadı. Halkevleri'ndeki görevinin yanı sıra 1940 yılında "Türk Müzik Birliği" adlı bir koro kuran Saygun, bu koro ile düzenli oda müziği konserleri verdi. "Halkevlerinde Musiki" adlı bir kitap yayınladı. Yunus Emre Orotoryosu 1943 yılında CHP'nin açtığı yarışmada birincilik ödülünü Ulvi Cemal Erkin'in piyano konçertosu ve Hasan Ferit Alnar'ın Viyola Konçertosu ile paylaştı.
Saygun'un 1942'de tamamladığı Yunus Emre Oratoryosu, 25 Mayıs 1946'da Ankara’da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde seslendirildi ve büyük başarı kazandı. En önemli eseri kabul edilen bu eser, daha sonra Paris'te ve 1958 yılında Birleşmiş Milletler kuruluş yıldönümü verilesiyle New York'ta ünlü orkestra şefi Leopold Stokowski yönetiminde seslendirilmiştir. Bu eserle Saygun, çocukluğunda İzmir Kemeraltı Çarşısı'nın Dervişler Caddesi'nde Mevlevi dervişlerden duyduğu ezgileri Avrupa ve Amerika'ya sonradan eserin çevrileceği 5 ayrı dile taşımış oluyordu. Sanatçı eserin Ankara'daki ilk temsilinden sonra 1946 yılında Halkevleri müşavir ve müfettişliğinin yanı sıra Ankara Devlet Konservatuarı'na kompozisyon öğretmeni olarak atandı. Aldığı davetler üzerine Londra ve Paris'e gitti; halk müziği üzerine çalışmalar yaptı; konferanslar verdi.
Kerem, Köroğlu, Gilgameş, koral eserler, 5 senfoni, çeşitli konçertolar, oda müziği eserleri, vokal ve enstrümantal parçalar, sayısız türkü derlemeleri, kitaplar, araştırmalar, makaleler yazdı. Eserleri New York NBC, Orchestre Colonne, Berlin Senfoni Orkestrası,  Northern Sinfonia, Julliard Quartet gibi topluluklar tarafından seslendirildi. 1971'de yürürlüğe giren Devlet Sanatçılığı Kanunu çerçevesinde ilk Devlet Sanatçısı unvanı Adnan Saygun'a verildi.
Sanatçı, 6 Ocak 1991 tarihinde pankreas kanseri nedeniyle hayatını kaybetti.
Etnomüzikoloji ile müzik eğitimi konularında yayınları vardır. Çalışmaları ve diğer belgeleri Ankara’da Bilkent Üniversitesi bünyesinde kurulan “Ahmed Adnan Saygun Müzik Eğitim ve Araştırma Merkezi”nde bulunmaktadır.
Ahmed Adnan Saygun’un yapıtlarının seslendirme üzerindeki hakları SACEM’e aittir. Yayınlanan bir kısım yapıtlarının telif hakları Southern Music Company, New York ve Hamburg’taki Peer Musikverlag’a aittir.
Müzikolog Emre Aracı tarafından kaleme alınan kapsamlı bir biyografisi Adnan Saygun – Doğu Batı Arası Müzik Köprüsü adı altında Yapı Kredi Yayınları tarafından 2001 yılında yayımlanmış; hayat öyküsü ayrıca Mucize Özinal tarafından Dar Köprünün Dervişi (2005) adıyla romanlaştırılmıştır.
Kitapları
Türk Halk Musıkisinde Pentatonizm, 1936.
Gençliğe Şarkılar: Halkevi ve Mektepler için, 1937.
Halk Türküleri: Yedi Karadeniz Türküsü ve Bir Horon, 1938.
Halkevlerinde Musıki, 1940.
Yalan (Sanat Konuşmaları), 1945.
Lise Müzik Kitabı (Halil Badi Yönetken ile birlikte), 1955.
Karacaoğlan, 1952.
Musıki Temel Bilgisi, 1958 – 1966.
Mod öncesi Ezgilerin Sınıflandırılması, 1960.
Toplu Solfej, I – 1967, II – 1968.
Töresel Musıki, 1967.
Atatürk ve Musıki: Onunla Birlikte, Ondan Sonra..., 1982.
Çeviriler
Atatürk ve Musıki: Onunla Birlikte, Ondan Sonra..., Ankara, Sevda-Cenap And Müzik Vakfı, 1982.
Kaynak
http://tr.wikipedia.org

İlginizi çekebilecek diğer yazılar;

  1. BARBAROS HAYRETTİN PAŞA
  2. HÜRREM SULTAN IN AŞKI
  3. IV.Murat Sigarayı Neden Yasakladı?
  4. KEŞKÜL HİKAYESİ
  5. MİHRİMAH SULTAN VE MİMAR SİNAN AŞKI
  6. ORTA ASYA DA KADIN
  7. OSMAN GAZİ NİN RÜYASI
  8. OSMANLI DEVLETİNDE KADIN
  9. OTLUKBELİ SAVAŞI
  10. PARGALI İBRAHİM PAŞA ( SON AKŞAM YEMEĞİ)
  11. BİZ NASIL AŞIK OLDUK !!!
  12. DÜĞÜN DAVETİYESİ - Yeni !!
  13. EVLENMEYE DAİR / DÜĞÜN HAZIRLIKLARI...
  14. EYVAH!! EVİMİN DEKORASYONU GELMİŞ ... - Yeni !!
  15. KADINLAR GÜNÜ - KADIN CİNAYETLERİ
  16. KADINLAR GÜNÜ ETKİNLİKLERİ - Yeni !!
  17. KARMA FOTOĞRAF SERGİSİ - İZMİR
  18. KIZ İSTEME MERASİMİ - Yeni !!
  19. KURABİYE AŞKINAAAAA.... - Yeni !!
  20. LAZER EPİLASYON HAKKINDA HERŞEY
  21. SEVGİLİLER GÜNÜNE DAİR
  22. SEVGİLİYE HEDİYE...
  23. VİA PORT ALIŞVERİŞ MERKEZİ - OCCASİON
  24. ÖZEL GÜNLER İÇİN ŞIK RESTORANLAR (İZMİR)
  25. ÖZLEM İLE METİN İN NİŞAN TÖRENİ... - Yeni !!

2 yorum:

  1. çok teşekkür ediyorum, Dali' nin sergisi hangi tarihe kadar açık diye merak ediyordum ki sizi buldum iyi ki bulmuşum çok güzel şeyler öğrendim.

    YanıtlaSil

Pekiii sen bu konu ile ilgili ne düşünüyorsun? Yorumunu yaz ben Özlem e iletirim... :))

INSTAGRAM @yollardahayatvar