Ve
işteee beklenen gün geldi çattı, en sonunda çikolata kursundayız.
Çok
sevgili arkadaşımız Hikmet’in arabayı muhteşem kullanması ve yön bilgisi?
sayesinde bayağı dönüp dolaştığımızdan, kurs zor yerdeymiş diyoruz. Allah'tan onunla
dönmedik de ne kadar merkezi olduğunu anlayabildik.
Sevgilim
bir kurstan çıkıp (İş Güvenliği) bizim kursa yetişiyor, başta bana biraz vasat
bir yer gibi geldi, fakat çikolata ile haşır neşir olup, yalana yalana ortaya
bu şirin şeyleri çıkardıkça bu “vasat" düşünce yerini, “ne kadar keyifli bir
yere” bıraktı.
4
öğrenciyiz; İnal, Ben , Sevgilim olarak ilk 3 bize ait :)) O
yüzden gırgır şamata eksik olmuyor.
Çikolatayı
yapmaktan çok yedik desem hiç de yalan olmaz. Sürekli yalanıp duran insanlar
topluluğu da diyebilirsiniz bize. Hiç sevmeyen insanın bile, önündeki erimiş, mis gibi , insanın çıldırtan bu kokuya dayanabilmesi mümkün gözükmüyor, düşünün
bir de sevgiliniz normalde her gece 1 koca paket çikolatayı tek başına bitiren
biriyse neler olur.
Yapımı
pek de zor değil, erit , içeriği ekle, şekil ver ...
Öğretmen
kasmıyor, sıkmıyor, sürekli konuşabilme kapasitesine sahip; bizim gibi, diğer
kursiyer ise psikolog, o yüzden o sürekli dinlemede :))
Sevgilimle
toplamda 6 kutu çikolatamız oluyor, evde bunları saklamam lasım, sevgilimin
eline geçerlerse 2.günü göremeyebilirler.
Önce
truff’un malzemesini hazırlıyoruz ve dolaba koyuyoruz ki biz diğerlerini
yaparken biraz sertleşsin. Sonra içi dolgulu el yapımı çikolatalarımızı,
ardından da kaya çikolatalarımızı....
Her
defasında bitter mi sütlü mü diye tercih yapıyorsunuz, biz bu konuda
şanslıydık, sevgilim bitter yapınca ben sütlü ya da tam tersi yapıp, evi her
türlü çikolata ile doldurduk.
Peki
nedir çikolatanın tarihi derseniz; Aztek dilinde; kakao çekirdeklerinin gürültülü bir şekilde
havanda dövülmesinden dolayı, "gürültü" anlamına gelen
"choco" ve "su" anlamına gelen "atle"
kelimelerinden türemiş.
Kakao ağacına verilen önem Mayalar
ile birlikte doruğa çıkmış. Mayalar kakaoya ilahi bir anlam yükleyip, bu
ürünün kendilerine tanrılar tarafından verilmiş bir ödül olduğunu
düşünmüşler.
İlk olarak 1528 yılında Don Cortez
isimli İspanyol bir denizci tarafından keşfedilen ve ticari bir içecek haline
getirilen çikolata, 1606 yılında İtalya’ya, 1615 yılında Fransa’ya, 1657
yılında ise İngiltere’ye yayıldı. Tarihçilere göre 1700′lü yılların başında
sadece Londra’da 2 bin çikolata imalathanesi bulunuyordu ve kakaonun içine
sütte ilave ediliyordu. İtalya’da sütlü kakao özellikle din adamları arasında
yaygınlaşırken, Papa 14. Clement’in ölümüne neden olan zehrin Papa’nın severek
içtiği sütlü çikolatasının içine atıldığı sanılıyor.
Temelde kakao, kakao yağı, şeker,
lesitin ve vanilinden oluşan çikolata; bitter, sütlü ve beyaz olmak üzere üçe
ayrılıyor. Temel karışımdan "bitter" adı verilen tadı biraz acı
çikolata çıkar. Bu karışımın içine süt tozu ilave edilirse sütlü çikolata,
kakao çıkarılıp içine daha fazla süttozu eklenirse fildişi renginden dolayı
beyaz çikolata elde edilir. Çikolatanın rengi içindeki kakao kütlesine bağlı
olduğundan, kullanılan kakaonun oranı ve cinsi değiştikçe rengi ve tadı da
değişir. Ustalara göre, iyi bir çikolata oda sıcaklığında sertliğini korumalı,
ağızda ise erimelidir. Eriyen çikolata ağızda tanecikler ya da madeni bir tat
bırakmamalıdır.
Keyifli
, insana terapi gibi gelen (yanımızda psikolog olduğu için yazmıyorum bunu),
kokusu, dokusu her şeyiyle insanı kendinden geçiren bir kurs bu. Herkese tavsiye
ederim.
Birsen
öğretmene ve İzmir Pasta Atölyesine sevgilerimi gönderiyorum.
Çok eğlendik gerçekten, çok da faydalı oldu şimdi sık sık hediye olarak hazırlıyoruz. Yapması oldukça kolay ama arkadaşlarla çok keyifli oluyor kurs :)
cnm yaa suan o cikolatalar burada olmaliydi :(
YanıtlaSilSana kalpli cikolata ayirdim :)
Silellerinize sağlık. çok keyifli bir gün geçirmişsiniz okurken gülümsediğimi farkettim :)
YanıtlaSilÇok eğlendik gerçekten, çok da faydalı oldu şimdi sık sık hediye olarak hazırlıyoruz. Yapması oldukça kolay ama arkadaşlarla çok keyifli oluyor kurs :)
Sil